Konya Kılıçarslan Kent Meydanı’nda “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingi düzenlendi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın bir konuşma yaptığı buluşmada, Konyalı çiftçi Hatice Sarı da hemşehrilerine seslendi.
Konya buluşmasında konuşan Seydişehirli çiftçi Hatice Sarı, “Her geçen gün bin bir zorluklarla, emekle mücadele ediyoruz. Etimiz para etmiyor, sütümüz para etmiyor. Şunu bilin ki; bizler telef edilirsek, bütün ülke telef olur. Hani köylü milletin efendisiydi. Nerede o efendi köylü? Okuyan telef, köylü telef, üreten telef. Kanal İstanbul'a vereceğin parayı çiftçiye versen de ben burada hiç konuşmasam olmaz mıydı? Üretimi desteklemeyen, köylünün yanında olmayan bir iktidar istemiyoruz. Bizleri telef edemezsiniz. Halkız, haklıyız, kazanacağız” sözlerine yer verdi.
Kılıçarslan Kent Meydanı’nda İmamoğlu’nun mesajı okundu. İmamoğlu, CHP Konya İl Başkanı Bekir Yaman tarafından okunan mektubunda şu ifadeleri kullandı:
“Orta Anadolu’nun gönlü zengin evlatları; sesimi, yüreğimi, umudumu ve inancımı bu satırlara sığdırarak sizleri selamlıyorum. Bu bereketli ovanın, bu vakur şehrin alın terine, duasına, sabrına selam olsun. Bugün aranızda değilim ama azımızı çoğa sayın, sizi bu meydanda selamlayan her bir arkadaşımı Ekrem İmamoğlu sayın. 19 Mart’tan bu yana ülkemizin dört bir meydanında buluşan bu millet, adil, özgür ve müreffeh günler için ses veriyor. Ortak vicdanın sesi, bugün Konya’dan yükseliyor. Yurdumun tam ortasında, geçmişi binlerce yıl öncesine uzanan bu kadim şehirde, basiretli, saygılı, derinlikli Anadolu kültürü bizi bağrına basıyor. Bu buluşma, adalet arayışı kadar, ortak tarihimizin de onurlu bir ifadesidir.”
Konya’da meyve ağaçlarının çiçeklenerek başakların boy gösterdiğini belirten İmamoğlu, "Meram bağlarında gedavet rüzgarı esmeye başlamıştır. Bugünler Konya ovasının en güzel zamanıdır. Ancak maalesef bu sene baharı karşılarken toprağımız hüzünlü, meyve ağaçlarımızı don vurdu. Öte yanda, bereketli Konya ovamızda her geçen gün yenisi açılan obrukları konuşuyoruz. Obrukları sadece doğal felaket olarak görmek yanlış olur değerli kardeşlerim. Oluşan bu dev çukurlar; yıllardır süren yanlış tarım politikalarının, suyun hoyratça kullanılmasının ve plansızlığın açtığı yaralardır. Her obruk, aslında sistemin çöküşünü, sadece toprağın değil ama en kadim değerlerin ve kurumlarımızın altımızdan çekildiğini hatırlatıyor bize. Bu yüzden yalnızca toprağa değil, adalete de su gerek. Yalnızca toprağa değil, yargı sistemine de bakım gerek. Çünkü adaletin terazisi şaştığında, yargı sopa gibi kullanıldığında, çiftçi emeğinin karşılığını alamadığında, gençler geleceği başka ülkelerde aramak zorunda kaldığında, gönlümüzde de obruklar açılıyor, geleceğimizi adeta don vuruyor.” dedi.
Hibya Haber Ajansı